2024 seçim dönemi, büyük ölçüde yapay zekanın (AI) kampanya sürecindeki etkisi nedeniyle tarihin en çığır açıcı dönemlerinden biri olacağı bekleniyordu. AI tarafından oluşturulan reklamlar, gelişmiş veri analizleri ile seçmenlere ulaşma stratejileri, birçok kişiyi “AI seçimleri”nin adayların seçmenlerle bağlantı kurma şeklini köklü bir şekilde değiştireceği konusunda heyecanlandırmıştı. Ancak yıl ilerledikçe, gerçeklerin cesur tahminlerle örtüşmediği ortaya çıktı.
Başlangıçta, AI’nin siyasi kampanyayı devrim niteliğinde değiştirme potansiyeli etrafında büyük bir heyecan vardı. Makine öğrenimi modellerinin, bireysel seçmenlere hitap eden ikna edici mesajlar oluşturması bekleniyor; AI destekli platformlar, değişken seçmenler ve belirli demografik gruplara yönelik hedeflemeyi daha hassas hale getirecekti. Ayrıca, derin taklit (deepfake) teknolojisinin, kamuoyunu manipüle etmek ya da seçmenlerin görüşlerini etkilemek için kullanılabileceği öngörülüyordu.
Ancak, beklenen AI destekli siyasi içerik patlaması hiç tam olarak gerçekleşmedi. Seçimlerde AI araçlarının kullanımıyla ilgili hukuki, etik ve güvenlik endişeleri, daha agresif AI stratejilerinin önünü kesti. Yine de AI, veri analizinde ve kampanyaların optimize edilmesinde rol oynadı, fakat en büyük etkisi başlangıçta düşünüldüğü kadar belirgin ve devrimci olmadı. Birçok seçmen, teknolojilere fazla güvenmekten çekiniyor ve AI tarafından üretilen içeriğe olan güven düşüktü.
Ayrıca, AI’nin artan sofistike yapısı, daha sıkı düzenleyici önlemleri beraberinde getirdi. Dünyanın dört bir yanında hükümetler, seçim süreçlerinde AI’nin yanlış kullanılmasını engellemeye yönelik daha aktif bir rol oynamaya başladı. Örneğin, ABD’de AI tarafından üretilen siyasi reklamların açık bir şekilde belirtileceği yasaların çıkarılması için artan talepler vardı ve çeşitli denetim grupları, AI’nin sorumluluklarını belirleme gerekliliği konusunda daha fazla sesini duyurmaya başladı.
Sahada, adaylar geleneksel kampanya yöntemleri ile ileri teknolojiyi dengelemeye çalıştı. AI, seçmen duygu analizleri yapmak ve hedefli reklamlar oluşturmak için kullanıldı, ancak beklenen devrimci değişimi yaratmadı. Geleneksel medya, taban hareketleri ve yüz yüze etkileşimler hala kamuoyunu şekillendirmede baskın güç olmaya devam etti.
Sonuç olarak, 2024 seçim yılı, eski usul kampanya yöntemleri ile yeni nesil teknolojik araçların bir karışımı olarak şekillendi. AI, yarışta beklenen kadar merkezi bir rol oynamasa da stratejilerin optimize edilmesi ve seçmenlerle etkileşime geçilmesi konusunda yeni yollar sundu. Bu, birçok kişinin öngördüğü gibi AI’nin egemen olduğu bir yıl değildi, ancak siyasette teknolojinin, AI’nin güçlü bir araç olarak yer aldığı ama tek başına rol oynamadığı bir yıl oldu.